irfy-ce şeyler

29 Temmuz 2006

5 şehir @ 21 saat

Gezginlik konusunda her geçen gün kendimi aşmaktayım. Ver elini orası, uzat bacağını şurası gezmekteyim. Geçen Şubat-Mart aylarında 26 günde 8 şehir gezip coşmuştum bi. Ama artık çoktandır daha uzun süreli, az koşturmalı, sindire sindire, sakin bi şekilde gezmekteydim. Ki gelmedi bana bu sakinlik sanırsam ki bi hareket daha çekiym dedim. Ve Çarşamba Urfa'dan ayrılıp 21 saatte 5 şehirde bulundum peşpeşe: Urfa-Antep-İstanbul-Yalova-Bursa. Kuzen düğünü için yaptığım İstanbul seferime birazı mecburen, birazı isteyerek 80 günde devrialem havası kattım. Azcık anlatalım:

  • 26.07.06 - 13.00> Vakit itibariyle Urfa'da son dakikalarımdı. 5 şehirlik rotam için yola çıkmak üzere Urfa topraklarından ayaklarımı çekip otobüse atladım ve Antepe doğru yola koyuldum. Alabildiğine dümdüz ve sapsarı topraklar üstündeki ip gibi Urfa-Antep yolunu İsmail YeKa'dan Allah Belanı Versin'i saymazsak güzel yöre türküleri eşliğinde gittim. Bu arada bu yolu daha önce 2 defa gitmeme rağmen büyük ihtimalle uyuyor olduğumdan göremediğim Birecik Köprüsünü ve üstüne kurulmuş olduğu şu ünlü zalım Fırat'ı bu sefer gördüm. 720 mt. uzunluğuyla Türkiye'nin en uzunlarından olan köprünün yapımının tam 50. yılı bu yıl. Hemen araya eğitici blogcu özelliğimi de katmış oliym ;)

  • 26.07.06 - 15.30> Artık Antep otogarındaydım. Antepe tek geliş amacım beni İstanbula atacak uçağa binmekti ve uçak 19.30daydı. Yani Antepte takılacağım 4 saatim vardı. Otogardan şehire indim, biraz takıldım ortalıkta. Bu arada guruldayan midemi yatıştırmak için girdiğim Mado'da wireless avcısı bi onlayn delisi olarak yandaki Tuğcan Otelden bağlantı çektiğini farkedip nete takıldım. Burdan reklamlarını yaparak hüplettiğim bağlantılarının karşılığını vermişimdir umarım :) Bu arada aklım "bırakamaşşınıj beyfemdi" diyen kıza rağmen THY ofisinde bırakıp kaçtığım bavulumdaydı. Bombalı çanta sanılıp operasyon düzenlenmediğine emin olmak için ara ara balkona çıkıp bakmak zorunda kaldım. Neyse efenim vakit öylece aktı geçti ve her nedense şehrin epey dışında, kuş uçmaz kervan geçmez bi yere yapılmış olan Gaziantep Havaalanına servisle attılar bizi. Amerikan filmlerinde şu otların falan yuvarlandığı boş havaalanlarında gibi hissettim kendimi. Kocaaa bi havaalanının içinde tek bi uçağın yolcuları ve hizmet ettikleri yolculardan çok fazla sayıda olan görevliler. Bu arada orada da tutamadım onlayn deliliğimi ve TTwineti kullanarak bağlandım gine beklerken. Yarım saatine 3,5 YeTeLe alıyo insafsızlar, ama neyse heryerde kullandığım beleş bağlantılara saydım ;) Neyse efenim bu vakitlerde böyle geçti ve 19.30 itibariyle İstanbula inmek üzere ayakları yerden kestik.

  • 26.07.06 - 21.00> Veee İstanbul. Memleketim, gözümün nuru, canım ciğerim, hayatım bebeğim..... 2 ay sonra tekrar kutsal topraklara ayak basmıştım. Daha noolsundu. Şerefine İstanbul'a geldiğim düğünün kına gecesi icra edilmekteydi ve ben de direk oraya geçip geceye dışardan destek veren delikanlılara dahil oldum. Sonrasında evim şeker evime geçip henüz tamamlamadığım yolculuğumun 2. kısmı öncesi dinlendim bikaç saatliğine de olsa. Sonra sabahın 6,5unda kalkıp 7,5daki Yalova feribotuna atladım.

  • 27.07.06 - 08.45> Yalova'ya ayak bastım. Yalova sadece bi ara duraktı aslında. Feribottan inip otobüse atladım. Bu yolculukta en kısa kaldığım şehir olmasına rağmen yine de buraya da ayak basmış oldum sonuçta.

  • 27.07.06 - 10.00> Terminalde otobüsten atlayıp Bursa topraklarına temas ettiğim an itibariyle sonunda yolculuğumun son durağına ulaşmıştım. Tam 21. saatte 5. şehir topraklarına ayak basmaktaydım.

21 saatte 5 şehir maceram böyle geçti işte. Bu yolculuk için toplam 9 araç kullandım. Sırasıyla: Araba-otobüs-taksi-minibüs-uçak-araba-tramvay-deniz otobüsü-otobüs. Kara, Hava ve Deniz olmak üzere tüm yol türlerini kat ettim. Valla biraz yordu ama olsun memnunum ben hayatımdan. Gezmeye devam ;)

11 comment(s):

İlk yorumda son duraktan gelsin:)
yorucuydu senin için ama herşey çok güzeldi:M

By Anonymous Adsız, at 10.8.06  

Allah zeval vermesin, yolunu açık etsin..
deee... Benim bildiğim sen bu beş güzide şehrimizi temmuz ayında (26.07'de) gezmiştin, 26.06 yazmışsın.
Yoksam haziranda gittinde temmuzda tekrarını mı yaptın :)

By Anonymous Adsız, at 10.8.06  

Wışş hataya bak,
feleğim şaşmış benim zate,
Ne zaman kaldııı, ne mekan :)

Conqueror usta redaktörüm gibisin he ;) Hemen düzeltiveriym.

By Blogger irfy, at 10.8.06  

Canan Allah korusun; son durak kara toprak :D

By Blogger irfy, at 10.8.06  

aklıma ne geldi bak
bi şarkı var bilirsin sen
benim sadık yarim karatopraktır

By Anonymous Adsız, at 10.8.06  

okudum şimdi de, gezmiş kadar oldum, inan..
sürekli hava değişikliği seni çarpmıyor mu bir de merak ettim..
unutmadan: Allah yolunu açık eylesin irfy:)

By Blogger asdfgh, at 10.8.06  

samsunun yolları taştan :)) anlayabilene :P

By Blogger zynp, at 12.8.06  

indis bünye alıştı hava değişmezse çarpıyo :)
Sağolasın ayrıca.

azey mesaç alınmıştır ;)
Ben Samsun'un İstanbul'a bağlanması için yasa teklifi üzerinde çalışıyorum. Az kaldı :)

By Blogger irfy, at 12.8.06  

Ismail Yeka siz bi hayat ve yolculuk , nefes alsanda yasamamaya enzer :))))))

By Blogger vintage biscuit, at 13.8.06  

maşallah yaaa (:
o kadar yol zor iş .. bende severdim çok yolculuğu ama şimdi artık pek sevmiyorum ..

By Blogger blacklebron, at 13.8.06  

Valla Bisküüt dediğin gibi oluyo. Ara sıra kendimi "Allah belanı versin"i mırıldanırken yakalıyorum :)

ℓєвяση tahtaya vur maşallah derken :)
Benim sevmek ya da sevmemek gibi bi tercih şansım olmadığı için aynen devam ediyoruz işte.

By Blogger irfy, at 17.8.06  

Post a comment

<< Home